18 Mart 2010 Perşembe

GRUP ORHUN HAZAR

“ Hazarda kabardı hayaller,
Tan yeri ağardı,
Bir rengi gümüştü sevdanın,
Bir rengi bakırdı,
Yine de biz gönlümüzü demirin tavında dövdük,
Büyüdü o çocuk, onunla maveraya yürüdük,
Yeniden dedi bir ihtiyar kaldırarak bastonunu,
Ardından tuğlar kalktı,
Sarılmış sancaklar açıldı,
Kundak yapıp asmak olmazdı,
Kutsal hazinemiz ruhumuza kazındı,
Böyle olmalıydı,
Kınında kılıç gibi duran tarih,
Sıyrılmalıydı zamanın kabından,
Böyle olmalıydı,
Tuğlar kalktı mı koşmalıydı,
Hazar olup taşmalıydı,
Öleceksek bir gün,
Yerimiz sıcak döşek değil,
Cenk meydanı olmalıydı,
Böyle olmalıydı,
Beldeki hançer kalktı mı göğe,
Şimşekler çakmalıydı,
Halka değil pusatlar zulme kalkmalıydı…”

Koşar sana bir çocuk hazar kıyılarından
Masmavidir gözleri renk almış sularından
Doğarken aşık olmuş asya kokan sevdaya
“Bir gün ulaşacağım” der kızıl bir elmaya

“ Bırak birileri kızılcık şerbeti koysun ihtilal tasına,
Birileri el pençe divan dursun çakalların yasasına,
Aydınlık’ın karanlığında
Zohar’un kahpe Tiranlığında
Bırak birileri Siyon’a piyon olsun
Sarılsın sahte Musa’ların asasına..
Kurtlukta töre gökbayrak altında kırk erle toplanmaktır,
Bir Kürşad’ın narasıyla zulmün sarayını basmaktır,
Biz böyle öğrendik atalarımızdan ihtilali,
Göğün yanan kızıl meşalesi bildik Kızılelmayı,
Varmaktır gayemiz düşünmedik koparıp almayı,
İhanet bildik sevdamıza kara çalmayı,
Kara çalanlarla kol kola olmayı…

Ve sen,
Hazar kıyılarından koşarken,
Kızılelması koparılıp alınan çocuk,
Şimdi bu meydandasın ya bizlerle,
Bu kez yolumuz bulmak olsun maverayı,
Ve asmak burcuna büyük kızıl elmayı! “

Aral’a türkü yakar kızılırmak’a akar
Gözünü dikip göğe sevdiği yare bakar
Doğarken aşık olmuş Asya kokan sevdaya
“Bir gün ulaşacağım” der kızıl bir elmaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder